- ihbar etmek
- put on the scent, blow the whistle on
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
ihbar etmek — 1) bildirmek, haber vermek 2) bir suçu veya suçluyu yetkili makama gizlice bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihbar — is., Ar. iḫbār 1) Bildirme, bildirim, haber verme 2) Suçlu saydığı birini veya suç saydığı bir olayı yetkili makama gizlice bildirme, ele verme Karakollara da ihbarlar artmaya başlamıştı. Ç. Altan Birleşik Sözler ihbarname ihbar tazminatı Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihbâr — (A.) [ رﺎﺒﺧا ] bildirme, haber verme. ♦ ihbar etmek bildirmek, haber vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
jurnal etmek — biriyle ilgili olarak yetkililere kötülemek, ihbar yazısı vermek veya böyle bir bilgiyi iletmek Meğer bizimki ayda otuz lirayı hak etmek için her gün beni jurnal edermiş. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
jurnallemek — i Şikâyet etmek, ispiyonlamak, ihbar etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihbarlamak — i İhbar etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ele vermek — 1) suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak, ihbar etmek O adamlar kim ise haber vermeli, dikkat etsinler, kendilerini sakın ele vermesinler. H. E. Adıvar 2) herhangi kötü bir şey yapanın yaptığını herkese bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
jurnal — is., li, Fr. journal 1) Biriyle ilgili olarak yetkililere verilen kötüleme, ihbar yazısı 2) Günlük Feride nin jurnali burada bitiyordu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller jurnal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İMAN-I BİL-ÂHİRET — Âhirete, öldükten sonra dirileceğine, haşir ve neşre, Cennet ve Cehennem e inanmak.(Evet, subutî bir emri ihbar etmenin kolaylığı ve inkâr ve nefyetmenin gayet müşkül olduğu bu temsilden görülür. Şöyle ki:Biri dese: Süt konserveleri olan gayet… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük